Uzun zamandır beklediğim ve bir türlü bilet almayı başaramadığım Fındıkkıran Balesi’ne nihayet geçtiğimiz haftalarda ön sıralardan bir bilet bulabilmiştik. Dün öğleden sonra 16:00 seansına gittik. Dediğim gibi uzun zamandır beklediğim için beklentim yüksekti ve beklentilerime de değdi açıkçası.
Fındıkkıran
Fındıkkıran’dan bahsedecek olursam Çaykovski’nin 1891 yılında bestelediği son bale bu. Tüm dünya genelinde en çok sahneye konan bale eserlerinden olan Fındıkkıran’ın konusu küçük Alman kız Clara’ya hediye olarak verilen fındıkkıran oyuncağı ile kurduğu hayallerle ilgili. Fakat biz daha farklı bir versiyonunu, neoklasik yorumunu izledik. Koreograf Uğur Seyrek tarafından sahneye konulan bu versiyonunun hazırlık aşaması tam 3 yıl sürmüş. Uzun yıllar dans etmiş bir balerinin emekli olduktan sonra fotoğraf albümlerine bakmasıyla başlayan bale, Clara’nın Fındıkkıran’ı oynarken giydiği kıyafeti giyip gelmesiyle başlıyor. Oldukça etkileyici bir performans sergileyen sanatçılar gösteri sonunda uzun süre alkışlandılar ki kesinlikle hak ettiklerini düşünüyorum.
Öncelikle diğer izlediğim tüm baleler gibi bunu da çok ama çok beğendim. Sanatçıların performansı ve orkestranın eserin 24 parçasının tümünü çalması gerçekten çok etkileyiciydi. Sadece oyunla ilgili şöyle bir yanlış anlaşılma olmuştu. Geçen sezon çocuk oyunu olarak gösterime giren Fındıkkıran Balesi ile neoklasik versiyonu olan bu Fındıkkıran izleyicilerin kafasında karışıklık yaratmış. Rahatsız edilmeden izlemek için özellikle ilk 3 sıradan alıyoruz biletleri çünkü sinemalarda da olduğu gibi son sıralar genellikle çok gürültülü oluyor. Fakat bu gösteriden ön sıramızda oturan 6 çocuk ki yaşları 7’den küçük gerçekten gösteriyi zehir ettiler. Sürekli konuşan, ve hiç yerlerinde oturmayan çocuklar performansı izlememize engel oldular. Burada tabiki çocukları yadırgamıyorum nihayetinde çocuklar fakat baleye başlarında hiçbir yetişkin olmadan gönderen ebeveynlere söyleyecek çok sözüm var. Bu yazımı okurlarsa ki hiç sanmıyorum bana iletişim panelimden ulaşmalarını rica ediyorum, kendilerine laflar hazırladım :) Aynı zamanda Süreyya operası çalışanlarının da konuya müdahale etmelerini beklerdim şahsen. En azından çocuk oyunu olmayan bir gösteriye ebevenyleriyle girme zorunluluğu getirilebilirdi diye düşünüyorum. İşin özü siz siz olun eğer Fındıkkıran’a gidecekseniz akşam en son seansı tercih edin ki bizim gibi sorunlarla karşılaşmayın.